bugün
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi14
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri9
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu15
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz11
- icardi190510
- evlilik yaşı kaç olmalıdır13
- anın görüntüsü19
- doğum gününde hatırlanmamak13
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- icardi1905'in sözlüğü bozması15
- bik bik için diktiğim şort17
- ismet gurbuz 202413
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı10
- anneler günü16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- zall beceremiyorsan bırak git12
- ali koç9
- yorgun mermi10
- şizofreni11
- düşün ki o bunu okuyor9
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması23
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- uludağ sözlük kapatılacak11
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- cami tuvaletinin paralı olması12
entry'ler (238)
Dün ilk okul üçüncü sınıfta okuyan kardeşimi okula götürmüştüm. Okula vardığımızda on kadar arkadaşı koşup yanımıza geldiler. Ben de sevdim kerataları. Şımarmaları hoşuma gider. Onlar da dururlar mı, o kadar rahat oldular ki bana karşı. Arabanın orasına burasına dokunuyorlar. Vay be!..abi bunu baban mı aldı demez mi birtanesi. Ben öyle şaşırdım ki böyle bir söz buncacık çocuktan nasıl çıktı diye şaşakalmışken öbür arkadaşı daha edep bilen bir kişilik olmalı ki ona şu tepkiyi verdi: "Gonuşma leyn"
Ne denilebilirdi ki, içimden ahh Recep ivedik senin...dedim. Öyle ya o çocuk bir hamurdu. Ona kızamazdım.
Ne denilebilirdi ki, içimden ahh Recep ivedik senin...dedim. Öyle ya o çocuk bir hamurdu. Ona kızamazdım.
atalarımız ne demiş;
(bkz: ayağını yorganına göre uzatmak)
(bkz: ayağını yorganına göre uzatmak)
cehenneme gitmiyorum mesajı veriyordur.
bana geçmişini, geleceğini, soyunu sopunu, dinini, milletini, alışkanlıklarını, özel yaşamını forward et; sana hangi reklam uygun söyleyeyim.
muhammed ismini itici bulan insanı tedavi edebilecek insandır. Zira normaldir.
hayatın zorlukları insanları isyana teşvik eder. özellikle insana değerin verilmediği günümüzde insanlar büyük bir umutsuzluğa itilmekte ve insanın madde karşısındaki değer kaybedişi hayretler içinde izlenmektedir. bu, hayatın her alanında olduğu gibi belediye minibüslerinde de karşımıza çıkmaktadır.
ben çok gördüm antalyada; adam minibüse ülkücü olarak biniyor, komunist olarak iniyor...
eee zor.
ben çok gördüm antalyada; adam minibüse ülkücü olarak biniyor, komunist olarak iniyor...
eee zor.
tam da öyledir.
eğitimin objektif ve çok genel bir tanımı şöyledir: Eleştirel ve sistematik düşünebilmeyi öğretmektir.
ancak eğitim bu işlevini yapamamaktadır ülkemizde ve dünyada. yani kapitalist sistem içerisindeki eğitim ideolojik aygıt olmaktan öteye geçememektedir.
önerme doğrudur...
eğitimin objektif ve çok genel bir tanımı şöyledir: Eleştirel ve sistematik düşünebilmeyi öğretmektir.
ancak eğitim bu işlevini yapamamaktadır ülkemizde ve dünyada. yani kapitalist sistem içerisindeki eğitim ideolojik aygıt olmaktan öteye geçememektedir.
önerme doğrudur...
geride kalmamız...
'' dünle beraber gitti cancağızım // artık yeni şeyler söylemek lazım ''.
örnek:
biz hep şöyle başlayan cümlelerden öteye geçemiyoruz '' atalarımız serhat boylarındayken...''
insan sormaz mı ''ben ne yapıyorum'' şimdi diye?
'' dünle beraber gitti cancağızım // artık yeni şeyler söylemek lazım ''.
örnek:
biz hep şöyle başlayan cümlelerden öteye geçemiyoruz '' atalarımız serhat boylarındayken...''
insan sormaz mı ''ben ne yapıyorum'' şimdi diye?
içine bağırma durumudur. bağırma işi devam eder yine.
hakkaten olabilir. geçen bir karınca gördüm de yerde kıvranıyordu. aldım elime belki iyi ederim diye. bir baktım ki elimi ısırdı.
-kardeş ne yapıyorsun dedim sana yardım ediyorum ben.
-hayır bırak beni dedi. hem üstüme basıyorsun hem de kurtarmaya çalışıyorsun.
içim fena oldu şimdi.
-kardeş ne yapıyorsun dedim sana yardım ediyorum ben.
-hayır bırak beni dedi. hem üstüme basıyorsun hem de kurtarmaya çalışıyorsun.
içim fena oldu şimdi.
suavi' den dinlediğimde beni bitiren bir şarkıdır. bir söyler ki...
ah tam da gelmişken sevdalı baharda
olur mu bu veda
ah tam da gelmişken sevdalı baharda
olur mu bu veda
harika bir ses rengine sahiptir. onun ilk şarkısını dinlediğimde kafamda canlandırdığım suavi o değildi. onu gördüğümde dublaj yapmışlardır diye düşündüm. ama sonra o sesin ondan çıktığına emin oldum. evet o ses o koca sakallı kel adamdan çıkıyordu.
zamanla suretini de beğendim sempatik biri.
dinlerim...
zamanla suretini de beğendim sempatik biri.
dinlerim...
bir arkadaş öss sabahı gün doğmadan kalkmıştı ve büyük bir sorumluluk bilinciyle matematik konu anlatımından başlamıştı çalışmaya. beni yıllardır düşündürdü bu sahne. onu sabahın köründe kaldıran neydi diye? ve o özlü söz geldi aklıma ''hiçbir başarıya çiçekli yollardan gidilmez'' hıçkırıklara boğulmuştum. helal olsundu.
aşk birini tanımamaktır zaten. tanımlamaktır.
kafanızda tasavvur edersiniz ve o surete başka bir anlam yüklersiniz. tam da bunu anlatmıştım bir şiirimde. onu yazmadan edemeyeceğim:
güz
güz ayları dokunuyor
benim büyük hüznüme
dökülmedi sadece yapraklar
çıldırasıya sıkışan göz yaşları
akmak için yol arıyordu
mevsim güzdü
bahaneydi güz
ben saati senin gelmene kuruyorum hep
gelirsen eteklerim zil çalacak
kül rengi göklerim açılacak
sen gelmeyecek misin?
bak yoksa şimşekler çakacak
belki hayatımda
darmadağın eden deprem olacak
senin yokluğun da güzel
yokluğunda sevdim daha çok seni
belki hiç olmadığın halinle tasavvur ettim
hiçbiri değildin belki
belki daha fazlası
16.09.2007/Antalya
kafanızda tasavvur edersiniz ve o surete başka bir anlam yüklersiniz. tam da bunu anlatmıştım bir şiirimde. onu yazmadan edemeyeceğim:
güz
güz ayları dokunuyor
benim büyük hüznüme
dökülmedi sadece yapraklar
çıldırasıya sıkışan göz yaşları
akmak için yol arıyordu
mevsim güzdü
bahaneydi güz
ben saati senin gelmene kuruyorum hep
gelirsen eteklerim zil çalacak
kül rengi göklerim açılacak
sen gelmeyecek misin?
bak yoksa şimşekler çakacak
belki hayatımda
darmadağın eden deprem olacak
senin yokluğun da güzel
yokluğunda sevdim daha çok seni
belki hiç olmadığın halinle tasavvur ettim
hiçbiri değildin belki
belki daha fazlası
16.09.2007/Antalya
altın portakalda çalışıp parasını alamayanlar grubu.
seçimle iş başına gelmiştir ve en büyük seçim vaadi her alman kadınına bir erkek temin etme vaadiydi. Çünkü savaşlarda alman erkek nüfusu telef olmuştu.
son attığı golle uzaklaşıverdi.
ölümünü yeni öğrendiğim büyüğüm. yeni öğrendim çünkü bizim medyamızın daha önemli işleri var.
ölümü içimi burktu. hakkı var bütün türk milleti üzerinde. hakkı kaldı bütün insanlık üzerinde.
ona helal edecek hakkımız yok ki hakkımızı helal edelim. hakkını helal et büyük insan. yüreğimiz senin yüreğin. hala yaşıyorsun bak.
bu kolhozda senin sözün geçecek...
mekanın cennet olsun.
ölümü içimi burktu. hakkı var bütün türk milleti üzerinde. hakkı kaldı bütün insanlık üzerinde.
ona helal edecek hakkımız yok ki hakkımızı helal edelim. hakkını helal et büyük insan. yüreğimiz senin yüreğin. hala yaşıyorsun bak.
bu kolhozda senin sözün geçecek...
mekanın cennet olsun.
kimine göre vatan haini, kimine göre vatansever.
bana göre de vatansever.
bana göre de vatansever.